Hucvirî anlatıyor:
Derler ki, Şiblî (k.s) bir gün camiye gitmek için taharet yapmış ama hatiften bir sesin:
“Zahirini yıkadın, fakat kalp safası nerede?” dediğini işitmişti. Şiblî diyor ki:
“Derhal geri döndüm. Bütün mülkümü ve mirasımı bağışladım. Bir sene müddetle, namazın kılınmasını caiz kılan şu elbise miktarından fazla bir şey giymedim. Sonra Cüneyd’e (k.s) geldim. Bana dedi ki:
‘Yapmış olduğun o temizlik gayet faydalı bir taharet oldu. Allah seni daima temiz kılsın!” Şiblî diyor ki:
“O zamandan sonra asla taharetsizlik olmadı. O derecede ki, dünyadan göçmek istediği vakit, taharetinde eksiklik vaki olunca müridine; “Bana taharet yaptır”, diye işaret etmiş, bunun üzerine müridi de ona abdest aldırmış, fakat sakalını hilallemeyi unutmuş, o hal içinde konuşmaya kadir olamadığı için, müridinin elini tutmuş, hilallesin, diye sakalına işaret etmişti.*
_____________
* Hucvirî, Keşfu’l-Mahcûb, s. 428.
Yorumlar