Ana içeriğe atla

Her An Abdestliydi

 

Hucvirî anlatıyor:

Derler ki, Şiblî (k.s) bir gün camiye gitmek için taharet yapmış ama hatiften bir sesin:

“Zahirini yıkadın, fakat kalp safası nerede?” dediğini işitmişti. Şiblî diyor ki:

“Derhal geri döndüm. Bütün mülkümü ve mirasımı bağışladım. Bir sene müddetle, namazın kılınmasını caiz kılan şu elbise miktarından fazla bir şey giymedim. Sonra Cüneyd’e (k.s) geldim. Bana dedi ki:

‘Yapmış olduğun o temizlik gayet faydalı bir taharet oldu. Allah seni daima temiz kılsın!” Şiblî diyor ki:

“O zamandan sonra asla taharetsizlik olmadı. O derecede ki, dünyadan göçmek istediği vakit, taharetinde eksiklik vaki olunca müridine; “Bana taharet yaptır”, diye işaret etmiş, bunun üzerine müridi de ona abdest aldırmış, fakat sakalını hilallemeyi unutmuş, o hal içinde konuşmaya kadir olamadığı için, müridinin elini tutmuş, hilallesin, diye sakalına işaret etmişti.*

_____________
* Hucvirî, Keşfu’l-Mahcûb, s. 428.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Elhamdülillah Alâ Külli Hal

" Elhamdülillah Alâ Külli Hal - Her Halimiz İçin Allah'a Hamdolsun" SEN'den gelene, gelmeyene; Ne şekilde belirlemişsen kaderime, bu oyundaki biçtiğin rolüme, yürekten kocaman bir EYVALLAH ! .. Hz.Mevlana (ks)  

Kıymet Bilene

"Sevdiğin şeylerin sorumluluğunu almazsan, onları kaybedersin..."  Üstün Dökmen

Hubb-ı câh nedir?

Hubb-ı câh, şeytanın kalbe bulaştırdığı bu yedi hastalığın en masum görüneni, en sinsi ve hızlı büyüyeni, bu nedenle de galiba en tehlikelisi. Kabaca “makam sevgisi” diye çevrilen hubb-ı câh’taki “câh”, aslında “dünyevî menfaat, üstünlük ve itibar, insanların teveccühüne mahzar olmayı sağlayan şey” demektir. Böyle bir itibar genellikle idari, siyasi, ilmi bakımdan yüksek bir mevkide bulunmakla kazanıldığından, câh, zamanla “mevki, makam, rütbe” anlamına kullanılır olmuştur. Nitekim bazı kaynaklarda hubb-ı câh yerine, “yönetme, baş olma, liderlik tutkusu” anlamına gelen “hubb-ı riyâset” tabiri tercih edilir. Bu tabirlerdeki “hubb” kelimesiyle de “bir şeye ölçüyü kaçıracak tarzda ihtirasla yönelme”nin kastedildiğini söyleyip hubb-ı câh’ı şöyle tanımlayalım: Sırf insanlar nazarında itibar kazanmak, uhrevî olmayan menfaatler elde etmek için bir mevki ya da makama gelmeyi istemek, bunun için her yolu mübah görmek. Hubb-ı câh, “zühd” dediğimiz, “insanı Allah Tealâ ile meşgul olmak...