Ümmet-i Muhammed hayra adanmış, iyilik için ortaya çıkarılmış bir ümmettir. Müslümanların olduğu yerde hayır vardır, iyilik vardır, güzel ahlâk vardır, yardımlaşma ve emniyet vardır. Nitekim Cenâb-ı Mevlâ şöyle buyuruyor: “Siz, insanlar için ortaya çıkarılan, doğruluğu emreden, fenalıktan alıkoyan, Allah’a inanan hayırlı bir ümmetsiniz.” Bu hayırlı ümmet, emir bi’l-ma’rûf ve nehiy ani’l-münker yani iyiliği emredip kötülüğü engellemek ile mükelleftirler. Bu vesileyle her bir mümin iyilik için mücadele eder, bu uğurda gayret sarf eder. Fahr-i Kâinat Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) şöyle buyuruyor: “Şüphe yok ki din; Allah için, Allah’ın kitabı için, Peygamber’i için, Müslümanların önderleri için ve bütün Müslümanlar için nasihattir (samimi olarak hayır yapmaktan ibarettir.)” Mücellâ kitabımız Kur’ân-ı Kerîm’de, “İnsanlardan öylesi vardır ki Allah’ın rızasını kazanma uğrunda kendilerini ve mallarını feda ederler.” ...
"Allah (c.c) yolunda en büyük sermaye iman ve sevgidir. Bir şeye inanmayan onu sevemez; sevemeyen, sevdiğine hizmet edemez. Bu yol, sevgiyle başlar, sabırla devam eder.Hak yolunda sabırsız yol alınmaz...Usulünce gidilmezse, hedefe varılmaz...."