İşte, İslam’sız, vahiysiz, Sünnet’siz, zikirsiz, fikirsiz, şükürsüz yaşadığımız bunalım çağında gelinen nokta, bütün izm’lerin iflas etmesi oldu. Bugün dünyanın kabul ettiği tek gerçek, artık hiçbir beşeri sistemin insanlık için bir vaadinin kalmadığı ve bütün bu sistemlerin çöktüğü gerçeği.Gazetesiyle, televizyonuyla, internetiyle, her türden ilanlarla, adeta bilgi sağanağı altında şemsiyesiz kalan ama kendine asıl lazım olan konularda cahil olan bugünkü insanın, yani bizim insanımızın dramı da ortada... Sonuç olarak, ortaya çıkan boşluğu, tatminsizliği giderecek aslolan ilme, bilgiye dair reçete yok. İnsan, hakiki mutluluğu elde edebilmek için onu nerede araması gerektiğini bilmelidir. Araçların ve kirli bilginin tahakkümünden kurtulmak gerek. Eskilerin dediği gibi “Kem âlât ile kemalât olmaz”. Yani, kötü araçlarla insan kemale erişemez. Yanlış bilgi ve araçlarla, hatalı yöntemlerle, sapkın yollarla doğruya, iyiliğe, güzelliğe ve bunların hulasası olan mutluluğa ...
"Allah (c.c) yolunda en büyük sermaye iman ve sevgidir. Bir şeye inanmayan onu sevemez; sevemeyen, sevdiğine hizmet edemez. Bu yol, sevgiyle başlar, sabırla devam eder.Hak yolunda sabırsız yol alınmaz...Usulünce gidilmezse, hedefe varılmaz...."