Ana içeriğe atla

ORUÇ KALBİN NURUDUR

"Yazık sana! Sana ne fayda verir ki: Oruca başlıyorsun haramla, oruç bozuyorsun haramla! Bu mübarek gecelerde günahlar ile uyuyorsun!

Yine yazık sana ki, halk arasında bulunduğun zaman riyakârlıkla ve bozgunculukla, oruç tutuyor görünüyorsun; fakat kendi başına kaldığında ise bir şeyler yiyor, sonra tekrar onların arasına katılıyor ve onlara: “Ben oruçluyum” diyorsun. Uzun günlere sövüyorsun, hakaretler yağdırıyorsun, yalan yeminlerle yemin ediyorsun! Pintilikle, hîleyle, gaspla insanların mallarını ele geçiriyorsun.

Orucun sana fayda vermez. Sen oruçlu da sayılmazsın. Çünkü Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
“Nice oruçlu vardır ki, aç ve susuz kalmak dışında oruçtan elde ettiği bir şey yoktur. Ve nice ibadet eden vardır ki, ibadetinden kendisine yorgunluk ve uykusuzluktan başka bir şey kalmaz.”

Abdülkadir Geylani Hazretleri - Cilau'l Hatır - 36. Sohbet

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Elhamdülillah Alâ Külli Hal

" Elhamdülillah Alâ Külli Hal - Her Halimiz İçin Allah'a Hamdolsun" SEN'den gelene, gelmeyene; Ne şekilde belirlemişsen kaderime, bu oyundaki biçtiğin rolüme, yürekten kocaman bir EYVALLAH ! .. Hz.Mevlana (ks)  

Kıymet Bilene

"Sevdiğin şeylerin sorumluluğunu almazsan, onları kaybedersin..."  Üstün Dökmen

Hubb-ı câh nedir?

Hubb-ı câh, şeytanın kalbe bulaştırdığı bu yedi hastalığın en masum görüneni, en sinsi ve hızlı büyüyeni, bu nedenle de galiba en tehlikelisi. Kabaca “makam sevgisi” diye çevrilen hubb-ı câh’taki “câh”, aslında “dünyevî menfaat, üstünlük ve itibar, insanların teveccühüne mahzar olmayı sağlayan şey” demektir. Böyle bir itibar genellikle idari, siyasi, ilmi bakımdan yüksek bir mevkide bulunmakla kazanıldığından, câh, zamanla “mevki, makam, rütbe” anlamına kullanılır olmuştur. Nitekim bazı kaynaklarda hubb-ı câh yerine, “yönetme, baş olma, liderlik tutkusu” anlamına gelen “hubb-ı riyâset” tabiri tercih edilir. Bu tabirlerdeki “hubb” kelimesiyle de “bir şeye ölçüyü kaçıracak tarzda ihtirasla yönelme”nin kastedildiğini söyleyip hubb-ı câh’ı şöyle tanımlayalım: Sırf insanlar nazarında itibar kazanmak, uhrevî olmayan menfaatler elde etmek için bir mevki ya da makama gelmeyi istemek, bunun için her yolu mübah görmek. Hubb-ı câh, “zühd” dediğimiz, “insanı Allah Tealâ ile meşgul olmak...