Ana içeriğe atla

KISSADAN HİSSE (Alana)

Bir talebe hocasına,
– ”Kul Allah Teala’nın kendisinden razı olduğunu bilebilir mi?” diye sordu
Hocası,
– ”Bilemez, bunu nasıl bilsin ki, Allah’ın rızası gayba ait birşeydir! ”dedi . Talebe,
– ”Hayır, bilebilir!” dedi. Hocası,
– ”Nasıl? ”diye sordu. Talebe,
– ”Ben kalbimin Allah’tan razı olduğunu görürsem, bilirim ki O da benden razıdır! diye cevap verdi.” Bunu işiten hocası,
– ”Ey genç güzel ve doğru söyledin! ” dedi .
Kul Yüce Allah’tan razı olursa, Rabbide ondan razı olur. Kulun aynası ve şahidi kalbidir. Herkes kalbine bakmalı. Kul kalbinde Rabbine ne kadar hürmet ediyor ve onu yüceltiyorsa, kendisi de, Hak katında o derece değerlidir.

Ateşin Yakmadığı Aşık, Dilaver Selvi, Semerkand Yayınları

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Elhamdülillah Alâ Külli Hal

" Elhamdülillah Alâ Külli Hal - Her Halimiz İçin Allah'a Hamdolsun" SEN'den gelene, gelmeyene; Ne şekilde belirlemişsen kaderime, bu oyundaki biçtiğin rolüme, yürekten kocaman bir EYVALLAH ! .. Hz.Mevlana (ks)  

Kıymet Bilene

"Sevdiğin şeylerin sorumluluğunu almazsan, onları kaybedersin..."  Üstün Dökmen

Hubb-ı câh nedir?

Hubb-ı câh, şeytanın kalbe bulaştırdığı bu yedi hastalığın en masum görüneni, en sinsi ve hızlı büyüyeni, bu nedenle de galiba en tehlikelisi. Kabaca “makam sevgisi” diye çevrilen hubb-ı câh’taki “câh”, aslında “dünyevî menfaat, üstünlük ve itibar, insanların teveccühüne mahzar olmayı sağlayan şey” demektir. Böyle bir itibar genellikle idari, siyasi, ilmi bakımdan yüksek bir mevkide bulunmakla kazanıldığından, câh, zamanla “mevki, makam, rütbe” anlamına kullanılır olmuştur. Nitekim bazı kaynaklarda hubb-ı câh yerine, “yönetme, baş olma, liderlik tutkusu” anlamına gelen “hubb-ı riyâset” tabiri tercih edilir. Bu tabirlerdeki “hubb” kelimesiyle de “bir şeye ölçüyü kaçıracak tarzda ihtirasla yönelme”nin kastedildiğini söyleyip hubb-ı câh’ı şöyle tanımlayalım: Sırf insanlar nazarında itibar kazanmak, uhrevî olmayan menfaatler elde etmek için bir mevki ya da makama gelmeyi istemek, bunun için her yolu mübah görmek. Hubb-ı câh, “zühd” dediğimiz, “insanı Allah Tealâ ile meşgul olmak...