Ana içeriğe atla

Bir Yolcu Gibi

Her insan bir anne babadan dünyaya gelir. Gelişir, büyür, yetişkin olur. Okul, iş, aş, eş derken kendini hızla akıp giden dünyanın çarkları arasında bulur.
Müslümanın görevi, bu çarklar arasında kulluğunu unutmamak, Rabbinden gafil kalmamak ve benliğini yitirmemektir. Elbette helal dairede dünyadan da nasibini alarak…
Kulluk dünyada yapılır, namaz dünyada kılınır, oruç dünyada tutulur, ahireti kazandıracak, Allah Tealâ’nın rızasını elde edecek sâlih ameller dünyada yapılır.
Dünya ile olmaz, dünyasız da olmaz. Dünya ile irtibatı çok hassas bir dengede götürmelidir. Aslında bu işin nasıl algılanması gerektiğini Peygamber Efendimiz s.a.v. ne güzel beyan buyurmuştur:
“Dünyada bir yolcu gibi ol.” (Tirmizî)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Elhamdülillah Alâ Külli Hal

" Elhamdülillah Alâ Külli Hal - Her Halimiz İçin Allah'a Hamdolsun" SEN'den gelene, gelmeyene; Ne şekilde belirlemişsen kaderime, bu oyundaki biçtiğin rolüme, yürekten kocaman bir EYVALLAH ! .. Hz.Mevlana (ks)  

Kıymet Bilene

"Sevdiğin şeylerin sorumluluğunu almazsan, onları kaybedersin..."  Üstün Dökmen

Hubb-ı câh nedir?

Hubb-ı câh, şeytanın kalbe bulaştırdığı bu yedi hastalığın en masum görüneni, en sinsi ve hızlı büyüyeni, bu nedenle de galiba en tehlikelisi. Kabaca “makam sevgisi” diye çevrilen hubb-ı câh’taki “câh”, aslında “dünyevî menfaat, üstünlük ve itibar, insanların teveccühüne mahzar olmayı sağlayan şey” demektir. Böyle bir itibar genellikle idari, siyasi, ilmi bakımdan yüksek bir mevkide bulunmakla kazanıldığından, câh, zamanla “mevki, makam, rütbe” anlamına kullanılır olmuştur. Nitekim bazı kaynaklarda hubb-ı câh yerine, “yönetme, baş olma, liderlik tutkusu” anlamına gelen “hubb-ı riyâset” tabiri tercih edilir. Bu tabirlerdeki “hubb” kelimesiyle de “bir şeye ölçüyü kaçıracak tarzda ihtirasla yönelme”nin kastedildiğini söyleyip hubb-ı câh’ı şöyle tanımlayalım: Sırf insanlar nazarında itibar kazanmak, uhrevî olmayan menfaatler elde etmek için bir mevki ya da makama gelmeyi istemek, bunun için her yolu mübah görmek. Hubb-ı câh, “zühd” dediğimiz, “insanı Allah Tealâ ile meşgul olmak...