Ana içeriğe atla

TASAVVUF


Sâdât-ı kirâmın büyüklerinden Mevlânâ Halid-i Bağdâdî (k.s) bir mektubunda şöyle der:

Tasavvuf yolu, Allah'a ulaşma yoludur. Bu yol Allah Teâlâ'nın rızasını ve Peygamber Efendimiz'in sevgi ve ahlâkını kazandırır. Manen yükselmeye vesile olur. Bu yolun esasları şunlardır:
• Kurtuluşa eren topluluk olan Ehl-i sünnet inancına sahip olmak ve ona sıkıca sarılmak.
• Azimetleri tam bir titizlikle, ısrarla ve büyük bir kararlılıkla yapmak, mecbur kalmadıkça ruhsatlardan kaçınmak.
• Devamlı Allah Tealâ'ya yönelmek ve O'nun bizi kontrol ettiğini düşünmek.
Dünyanın süsünden, hatta Cenâb-ı Hak'tan başka her şeyden yüz çevirmek, bunların sevgisini kalbe koymamak.
Bir de hadis-i şerifte "ihsan" diye tabir edilen, Allah Tealâ'yı görüyormuş gibi kulluk etmeyi ve O'nunla beraber olmayı alışkanlık haline getirmektir. Nitekim hadis-i şerifte şöyle buyrulmuştur:
"İhsan, Allah'ı görüyor gibi ibadet etmendir. Her ne kadar sen O'nu görmüyorsan da şüphesiz O seni görüyor
Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî, Mektûbât-ı Mevlânâ Hâlid, s. 121.
  Hal Dili, 
Sûfilerden Sözler Ve Menkıbeler, Hazırlayan, A. Suat Demirtaş,
 Hâcegân Yayınları, sf.109

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Elhamdülillah Alâ Külli Hal

" Elhamdülillah Alâ Külli Hal - Her Halimiz İçin Allah'a Hamdolsun" SEN'den gelene, gelmeyene; Ne şekilde belirlemişsen kaderime, bu oyundaki biçtiğin rolüme, yürekten kocaman bir EYVALLAH ! .. Hz.Mevlana (ks)  

Kıymet Bilene

"Sevdiğin şeylerin sorumluluğunu almazsan, onları kaybedersin..."  Üstün Dökmen

Hubb-ı câh nedir?

Hubb-ı câh, şeytanın kalbe bulaştırdığı bu yedi hastalığın en masum görüneni, en sinsi ve hızlı büyüyeni, bu nedenle de galiba en tehlikelisi. Kabaca “makam sevgisi” diye çevrilen hubb-ı câh’taki “câh”, aslında “dünyevî menfaat, üstünlük ve itibar, insanların teveccühüne mahzar olmayı sağlayan şey” demektir. Böyle bir itibar genellikle idari, siyasi, ilmi bakımdan yüksek bir mevkide bulunmakla kazanıldığından, câh, zamanla “mevki, makam, rütbe” anlamına kullanılır olmuştur. Nitekim bazı kaynaklarda hubb-ı câh yerine, “yönetme, baş olma, liderlik tutkusu” anlamına gelen “hubb-ı riyâset” tabiri tercih edilir. Bu tabirlerdeki “hubb” kelimesiyle de “bir şeye ölçüyü kaçıracak tarzda ihtirasla yönelme”nin kastedildiğini söyleyip hubb-ı câh’ı şöyle tanımlayalım: Sırf insanlar nazarında itibar kazanmak, uhrevî olmayan menfaatler elde etmek için bir mevki ya da makama gelmeyi istemek, bunun için her yolu mübah görmek. Hubb-ı câh, “zühd” dediğimiz, “insanı Allah Tealâ ile meşgul olmak...