Ana içeriğe atla

Sabr-ı Cemil

DOSTTAN GELEN HER ŞEY GÜZELDİR
“Bir zamanlar Şam'da bir kavga çıkmış.Suçlu diye yakalananlar
içinde bir derviş de varmış.Tutuklanan kişileri zincire vurup
bekletmişler.Derviş şöyle demiş:
-Sultanın buyruğu olmasa bana böyle kim eziyet edebilirdi ki?Bunu
yapanı da dostlukla karşılamam gerek.
Makamda büyüklükte Sultandan ya da Padişahtan değil,Allah'tan
gelir.Ben herşeyi O'ndan bilirim.”
EY DOSTUM!
HASTALIKTAN KORKMA!..
HEKİM MUTLAKA İLACINI GÖNDERECEKTİR.
DOSTTAN GELEN HERŞEY GÜZELDİR.
ONUN ELİNDEN GELİYORSA ÇEKİNMEDEN YİYEBİLİRSİN.
HASTA HASTALIĞINA İYİ GELENİ,
HEKİMDEN DAHA İYİ Mİ BİLİR?

Şirazlı Sadi

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Elhamdülillah Alâ Külli Hal

" Elhamdülillah Alâ Külli Hal - Her Halimiz İçin Allah'a Hamdolsun" SEN'den gelene, gelmeyene; Ne şekilde belirlemişsen kaderime, bu oyundaki biçtiğin rolüme, yürekten kocaman bir EYVALLAH ! .. Hz.Mevlana (ks)  

Kıymet Bilene

"Sevdiğin şeylerin sorumluluğunu almazsan, onları kaybedersin..."  Üstün Dökmen

Hubb-ı câh nedir?

Hubb-ı câh, şeytanın kalbe bulaştırdığı bu yedi hastalığın en masum görüneni, en sinsi ve hızlı büyüyeni, bu nedenle de galiba en tehlikelisi. Kabaca “makam sevgisi” diye çevrilen hubb-ı câh’taki “câh”, aslında “dünyevî menfaat, üstünlük ve itibar, insanların teveccühüne mahzar olmayı sağlayan şey” demektir. Böyle bir itibar genellikle idari, siyasi, ilmi bakımdan yüksek bir mevkide bulunmakla kazanıldığından, câh, zamanla “mevki, makam, rütbe” anlamına kullanılır olmuştur. Nitekim bazı kaynaklarda hubb-ı câh yerine, “yönetme, baş olma, liderlik tutkusu” anlamına gelen “hubb-ı riyâset” tabiri tercih edilir. Bu tabirlerdeki “hubb” kelimesiyle de “bir şeye ölçüyü kaçıracak tarzda ihtirasla yönelme”nin kastedildiğini söyleyip hubb-ı câh’ı şöyle tanımlayalım: Sırf insanlar nazarında itibar kazanmak, uhrevî olmayan menfaatler elde etmek için bir mevki ya da makama gelmeyi istemek, bunun için her yolu mübah görmek. Hubb-ı câh, “zühd” dediğimiz, “insanı Allah Tealâ ile meşgul olmak...