Ana içeriğe atla

Gönlü Allah’a Adamak



Bir defasında Cüneyd-i Bağdadî k.s. hazretlerine:
–Sadece Allah’a yönelmenin, gönlü O’na adamanın yolu nedir, diye soruldu. Hazret:
–Günah işlemekte ısrar etmeyi gideren bir tövbe, ibadetleri ertelemeyi yok eden bir Allah korkusu, salih amelleri işlemeye yöneltecek bir ümit, devamlı Allah’ı zikretmek, kendini ölüme yakın, emellerine ulaşmayı uzak kabul ederek nefse muhalefet etmektir, cevabını verdi. Bunun üzerine:
–Peki, kul bu hale nasıl ulaşır, diye soruldu. Bu defa:
–Saf, tevhid dolu bir kalple, buyurdu.
Uyûbü’n-Nefs/ Menzil.Net

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Elhamdülillah Alâ Külli Hal

" Elhamdülillah Alâ Külli Hal - Her Halimiz İçin Allah'a Hamdolsun" SEN'den gelene, gelmeyene; Ne şekilde belirlemişsen kaderime, bu oyundaki biçtiğin rolüme, yürekten kocaman bir EYVALLAH ! .. Hz.Mevlana (ks)  

Kıymet Bilene

"Sevdiğin şeylerin sorumluluğunu almazsan, onları kaybedersin..."  Üstün Dökmen

Hubb-ı câh nedir?

Hubb-ı câh, şeytanın kalbe bulaştırdığı bu yedi hastalığın en masum görüneni, en sinsi ve hızlı büyüyeni, bu nedenle de galiba en tehlikelisi. Kabaca “makam sevgisi” diye çevrilen hubb-ı câh’taki “câh”, aslında “dünyevî menfaat, üstünlük ve itibar, insanların teveccühüne mahzar olmayı sağlayan şey” demektir. Böyle bir itibar genellikle idari, siyasi, ilmi bakımdan yüksek bir mevkide bulunmakla kazanıldığından, câh, zamanla “mevki, makam, rütbe” anlamına kullanılır olmuştur. Nitekim bazı kaynaklarda hubb-ı câh yerine, “yönetme, baş olma, liderlik tutkusu” anlamına gelen “hubb-ı riyâset” tabiri tercih edilir. Bu tabirlerdeki “hubb” kelimesiyle de “bir şeye ölçüyü kaçıracak tarzda ihtirasla yönelme”nin kastedildiğini söyleyip hubb-ı câh’ı şöyle tanımlayalım: Sırf insanlar nazarında itibar kazanmak, uhrevî olmayan menfaatler elde etmek için bir mevki ya da makama gelmeyi istemek, bunun için her yolu mübah görmek. Hubb-ı câh, “zühd” dediğimiz, “insanı Allah Tealâ ile meşgul olmak...