Ana içeriğe atla

İslam Anahtarı...

Sizin Kalbiniz Hangisi ?

Selim kalp: Kendisinde şek, şüphe olmayan kalbin hastalıklarından arınmiş kalp.

Münib kalp: Günahlardan Rabbine tövbe edip, Rabbıne yönelen kalp.
Mümin kalp: İman kendisine yapışmış ,iman içine işlemiş kalp.
Mutmain kalp: ALLAH(cc)ın zikriyle sukunet bulan kalp.
Huşulu kalp: İlahi heybet içine işlemiş, huşu ile dolmuş kalp.
Ürperen kalp: Azameti ilahiyeden titreyen ürperen kalp.
Sabit kalp: İmanın sapa saglam yerleştiği kalp.
Hasta kalp: Şüphe ve nifak hastalıgı olan kalp. iki yüzlü kalp
Gafil kalp : dünya hayatına dalıp gaflette olan kalp.
Katı kalp: Ürpermeyen taş gibi olmuş kalp


Yorumlar

gelibolu17 dedi ki…
Ürperen kalp li olmayı isterdim şahsen ben...
Allah razı olsun hoş paylaşım olmuş,selamlar hayırlı cumalar
F.Zehra (2563) dedi ki…
Aç gözlülük olmazsa bende Sabit ve Mutmain olmuş bir kalp isterdim...bunlar zaten bizim elimizde biraz gayret biraz sebat Rabbimin yardımı daim bizimle...Amin güzel kardeşim sizdende olsun inşallah hayırlı cumalar.Dualarınızla...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Elhamdülillah Alâ Külli Hal

" Elhamdülillah Alâ Külli Hal - Her Halimiz İçin Allah'a Hamdolsun" SEN'den gelene, gelmeyene; Ne şekilde belirlemişsen kaderime, bu oyundaki biçtiğin rolüme, yürekten kocaman bir EYVALLAH ! .. Hz.Mevlana (ks)  

Kıymet Bilene

"Sevdiğin şeylerin sorumluluğunu almazsan, onları kaybedersin..."  Üstün Dökmen

Hubb-ı câh nedir?

Hubb-ı câh, şeytanın kalbe bulaştırdığı bu yedi hastalığın en masum görüneni, en sinsi ve hızlı büyüyeni, bu nedenle de galiba en tehlikelisi. Kabaca “makam sevgisi” diye çevrilen hubb-ı câh’taki “câh”, aslında “dünyevî menfaat, üstünlük ve itibar, insanların teveccühüne mahzar olmayı sağlayan şey” demektir. Böyle bir itibar genellikle idari, siyasi, ilmi bakımdan yüksek bir mevkide bulunmakla kazanıldığından, câh, zamanla “mevki, makam, rütbe” anlamına kullanılır olmuştur. Nitekim bazı kaynaklarda hubb-ı câh yerine, “yönetme, baş olma, liderlik tutkusu” anlamına gelen “hubb-ı riyâset” tabiri tercih edilir. Bu tabirlerdeki “hubb” kelimesiyle de “bir şeye ölçüyü kaçıracak tarzda ihtirasla yönelme”nin kastedildiğini söyleyip hubb-ı câh’ı şöyle tanımlayalım: Sırf insanlar nazarında itibar kazanmak, uhrevî olmayan menfaatler elde etmek için bir mevki ya da makama gelmeyi istemek, bunun için her yolu mübah görmek. Hubb-ı câh, “zühd” dediğimiz, “insanı Allah Tealâ ile meşgul olmak...