Ana içeriğe atla

Gerçek dostlarla karşılaşmak, kalbe muhabbet aşısı yapar.

Gerçek dostlarla karşılaşmak, kalbe muhabbet aşısı yapar.
Gönüller aşılanır, birbirlerini kuvvetlendirir.
Salih insanlara sadece bakmak bile, insana tesir eder.
Zahiren bir resme bakmak, o resme bakana hiç tesir etmez mi?
Mesela hüzünlü birine devamlı bakan, üzülmez mi?
Sevinçli birini gören sevinmez mi ?
İşte bunun için, nazarı [bakışı] fayda vermeyenin, sözü fayda etmez derler.
Bu hayvanlarda bile vardır.
Azgın bir deve, uslu develerin yanına konduğu zaman uysallaşıverir.

Mesela bir leş, içine karıştığı suyu, havayı bozar.
Yiyecekler bozulmaya başladıklarında temizlenip korunmazlar mı?
Her canlı da bu varsa, insanda bu beraberlik fazlasıyla vardır.
Çünkü insan da dost aramaya müsaitlik fazlasıyla vardır.
Çünkü insan dost aramaya müsait yaratılmıştır, insanın dostları, Allah'ın dostları değil mi?


Şihâbüddin es-Sühreverdî (k.s)

Yorumlar

Usta28 dedi ki…
Yaşamak su misali akıp giderken,
zaman çalsada bir şeyleri bizden, bize kalan
bi vefa, bi selam,
bi de habersiz yapılan güzel duadır
Dost selamında teselli bulan her yürek Dağlar ardında kalsa bile, Teselliyi gözün gördüğüyle değil,Yüreğinde Dost bildiğiyle bulurmuş !
F.Zehra (2563) dedi ki…
Güzeller Güzeli (a.s.m.) bizi bu bencillikten kurtarmak için, bir dua kardeşliğine çağırıyor.
Buyuruyor ki, "Günahsız ağızla dua ederseniz, ALLAH kabul eder."
Sahabe-i Kiram merak edip sormuşlar:
"Ey ALLAH’ın Elçisi! Kimin ağzı günahsızdır ki?
"Senin ağzın kardeşin için, kardeşinin ki de senin için günahsızdır."Allah(cc) razı olsun dua ile inşallah..
Adsız dedi ki…
Blogunuza anlamak için zevk. Yukarıdaki makale oldukça sıradışı ve ben gerçekten blogunuza ve ifade noktaları okuma zevk. Ben gerçekten, tipik bir şekilde tekrar görünür konusu içinde çok daha fazla yazılan gibi. Paylaşım için teşekkürler ... yazmaya devam!!

Bu blogdaki popüler yayınlar

Elhamdülillah Alâ Külli Hal

" Elhamdülillah Alâ Külli Hal - Her Halimiz İçin Allah'a Hamdolsun" SEN'den gelene, gelmeyene; Ne şekilde belirlemişsen kaderime, bu oyundaki biçtiğin rolüme, yürekten kocaman bir EYVALLAH ! .. Hz.Mevlana (ks)  

Kıymet Bilene

"Sevdiğin şeylerin sorumluluğunu almazsan, onları kaybedersin..."  Üstün Dökmen

Hubb-ı câh nedir?

Hubb-ı câh, şeytanın kalbe bulaştırdığı bu yedi hastalığın en masum görüneni, en sinsi ve hızlı büyüyeni, bu nedenle de galiba en tehlikelisi. Kabaca “makam sevgisi” diye çevrilen hubb-ı câh’taki “câh”, aslında “dünyevî menfaat, üstünlük ve itibar, insanların teveccühüne mahzar olmayı sağlayan şey” demektir. Böyle bir itibar genellikle idari, siyasi, ilmi bakımdan yüksek bir mevkide bulunmakla kazanıldığından, câh, zamanla “mevki, makam, rütbe” anlamına kullanılır olmuştur. Nitekim bazı kaynaklarda hubb-ı câh yerine, “yönetme, baş olma, liderlik tutkusu” anlamına gelen “hubb-ı riyâset” tabiri tercih edilir. Bu tabirlerdeki “hubb” kelimesiyle de “bir şeye ölçüyü kaçıracak tarzda ihtirasla yönelme”nin kastedildiğini söyleyip hubb-ı câh’ı şöyle tanımlayalım: Sırf insanlar nazarında itibar kazanmak, uhrevî olmayan menfaatler elde etmek için bir mevki ya da makama gelmeyi istemek, bunun için her yolu mübah görmek. Hubb-ı câh, “zühd” dediğimiz, “insanı Allah Tealâ ile meşgul olmak...