Ana içeriğe atla

Diyar-ı Muhabbet

Sevdasını arayanlara, Ankara'nın kıymetliyi ağırladığı kıymetli zamanlar, günler... Rabbim nasipli olanlardan etsin cümlemizi.....Gavs-ı Sani Hz. (ks) Ankara Ovacık Semerkand Kültür Merkezinde ziyaret vermekte....
"Bülbül güle sevdalıdır denir ya; işte bülbülün derdi-tasası, rüyası, umudu, türküsü-şiiri, kısacası ötüşü bile güle dairdir. Bülbül, dünyanın her yerinde gülün derdindedir. İster Dicle kenarında olsun; ister Tuna boylarında uçsun, bülbülün arayışı hep güldür. Siz de bülbül gibi Allah dostlarının bahçesini aramaya başladığınızda, karşınıza nice güller çıkar..."


Yorumlar

her şey çok güzel sizi izlemeye aldm bende beklerim
F.Zehra (2563) dedi ki…
Teşekkür ederim ,güzel gören yüreğinize sağlık her zaman bekleriz...Elbetteki gelirim..

Bu blogdaki popüler yayınlar

Elhamdülillah Alâ Külli Hal

" Elhamdülillah Alâ Külli Hal - Her Halimiz İçin Allah'a Hamdolsun" SEN'den gelene, gelmeyene; Ne şekilde belirlemişsen kaderime, bu oyundaki biçtiğin rolüme, yürekten kocaman bir EYVALLAH ! .. Hz.Mevlana (ks)  

Kıymet Bilene

"Sevdiğin şeylerin sorumluluğunu almazsan, onları kaybedersin..."  Üstün Dökmen

Hubb-ı câh nedir?

Hubb-ı câh, şeytanın kalbe bulaştırdığı bu yedi hastalığın en masum görüneni, en sinsi ve hızlı büyüyeni, bu nedenle de galiba en tehlikelisi. Kabaca “makam sevgisi” diye çevrilen hubb-ı câh’taki “câh”, aslında “dünyevî menfaat, üstünlük ve itibar, insanların teveccühüne mahzar olmayı sağlayan şey” demektir. Böyle bir itibar genellikle idari, siyasi, ilmi bakımdan yüksek bir mevkide bulunmakla kazanıldığından, câh, zamanla “mevki, makam, rütbe” anlamına kullanılır olmuştur. Nitekim bazı kaynaklarda hubb-ı câh yerine, “yönetme, baş olma, liderlik tutkusu” anlamına gelen “hubb-ı riyâset” tabiri tercih edilir. Bu tabirlerdeki “hubb” kelimesiyle de “bir şeye ölçüyü kaçıracak tarzda ihtirasla yönelme”nin kastedildiğini söyleyip hubb-ı câh’ı şöyle tanımlayalım: Sırf insanlar nazarında itibar kazanmak, uhrevî olmayan menfaatler elde etmek için bir mevki ya da makama gelmeyi istemek, bunun için her yolu mübah görmek. Hubb-ı câh, “zühd” dediğimiz, “insanı Allah Tealâ ile meşgul olmak...