Ana içeriğe atla

"Kulak Aşık Olurmuş Gözden Evvel"

"İnsanlara güzel söz söyleyin." (Bakara sûresi/ 83)
Mısralarını duyduğumda çok beğenmiş ve "Kulak Aşık Olurmuş Gözden Evvel" kısmını kitabıma isim yapmıştım. "Göz beğenir, burun aşık olur, kulak da sever."
Göz beğenir; fakat her beğendiğini sevemez. Ve beğendiğinden de çabuk vazgeçebilir.
Burun aldığı kokularla beyin de olmadık işler yapabiliyor. "Aşk kokudur" diyor bilim adamları. Nasıl her insanın parmak izleri farklıysa her insanın vücut kokuları da farklı oluyor.
Kulak ise kalbe giden yoldur. Sevgiyi de aşkı da yaşatan, yeşerten kulaktır. Sesini, sözünü sevmediğiniz birini gerçekten sevmiş olmanız zordur. Sözü sevdiren onun güzelliğidir.
Rabbimiz güzel sözler söylememizi tavsiye ediyor:
"Kullarıma söyle, sözün en güzelini söylesinler. Sonra şeytan aralarını bozar. Çünkü şeytan, insanın apaçık düşmanıdır.(İsra sûresi 53. âyet-i kerîme)
Allah Resulü: "Güzel söz sadakadır." ve "Sözlerde büyü etkisi vardır."buyuruyor. Kötü sözler insanları birbirinden soğutur, tatlı sözler ise sımsıkı bağlar...İktibas

Yorumlar

gelibolu17 dedi ki…
Çok beğendim herkesin mutlaka okuması gereken bir yazı olduğunu düşünüyorum :) Teşekkürler

Facemde paylaştım yüksek müsaadelerinizle selamlar olsun...
sayfanız bembeyaz çok hoş olmuş,saf bir gelin edasında süzülüyor....
F.Zehra (2563) dedi ki…
Ben teşekkür ederim zahmet verip okuduğunuz ve bizimle güzel düşüncelerinizi paylaştığınız için...Elbette çok memnun oldum eve gidince bakıcam inşallah..(iş yerinde faceyi yasakladıkları için ancak evden eve fırsat buldukça bakabiliyorum )Sayfam için söylediğiniz güzelliklere ayrıca teşekkürler mutlu ettiniz...Dua ve muhabbetlerimle...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Elhamdülillah Alâ Külli Hal

" Elhamdülillah Alâ Külli Hal - Her Halimiz İçin Allah'a Hamdolsun" SEN'den gelene, gelmeyene; Ne şekilde belirlemişsen kaderime, bu oyundaki biçtiğin rolüme, yürekten kocaman bir EYVALLAH ! .. Hz.Mevlana (ks)  

Kıymet Bilene

"Sevdiğin şeylerin sorumluluğunu almazsan, onları kaybedersin..."  Üstün Dökmen

Hubb-ı câh nedir?

Hubb-ı câh, şeytanın kalbe bulaştırdığı bu yedi hastalığın en masum görüneni, en sinsi ve hızlı büyüyeni, bu nedenle de galiba en tehlikelisi. Kabaca “makam sevgisi” diye çevrilen hubb-ı câh’taki “câh”, aslında “dünyevî menfaat, üstünlük ve itibar, insanların teveccühüne mahzar olmayı sağlayan şey” demektir. Böyle bir itibar genellikle idari, siyasi, ilmi bakımdan yüksek bir mevkide bulunmakla kazanıldığından, câh, zamanla “mevki, makam, rütbe” anlamına kullanılır olmuştur. Nitekim bazı kaynaklarda hubb-ı câh yerine, “yönetme, baş olma, liderlik tutkusu” anlamına gelen “hubb-ı riyâset” tabiri tercih edilir. Bu tabirlerdeki “hubb” kelimesiyle de “bir şeye ölçüyü kaçıracak tarzda ihtirasla yönelme”nin kastedildiğini söyleyip hubb-ı câh’ı şöyle tanımlayalım: Sırf insanlar nazarında itibar kazanmak, uhrevî olmayan menfaatler elde etmek için bir mevki ya da makama gelmeyi istemek, bunun için her yolu mübah görmek. Hubb-ı câh, “zühd” dediğimiz, “insanı Allah Tealâ ile meşgul olmak...