Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kasım 6, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Tövbe Et Selamet Bul

Hayırlı Cumalar   Yüce Mevlâ, kendi aralarında sözleşmiş gibi gönderilen peygamberleri alaya alan ve azgınlıkta sınır tanımayan önceki ümmetlerin hallerinden bahsettikten sonra   (Zâriyât 52-53),  ayetin devamında aynı muameleye maruz bırakılan Rasul-i Ekrem (s.a.v)’e yine de öğüt vermeye ve hatırlatmaya devam etmesini şöyle bildirmektedir: “Sen yine de öğüt ver, hatırlat. Çünkü öğüt/hatırlatma müminlere fayda verir.” (Zâriyât 55) Semerkand Dergisi

Emaneti Ehline Vermek

Devenin Kanadı Söylenen her hikmetli sözün zâhiri kadar bâtını da vardır. Hatta sözün muhatabına veya makamına göre mana mertebeleri değişir. Hele bu söz tasavvuf erbabının eline geçerse manalar daha da çeşitlenir, derinleşir. Hikmetli söyleyişler için bir zemin teşkil eden latifelerde ise öyle kelimeler kullanılmıştır ki, muhatabı hemen maksadı anlar, payını alır. Bu yüzden latife demişler; yani incelik... Böyle sözlerin bir diğer adı da “nükte”dir. Söz erbabı kişiler, ecdadın hikmetli sözlerindeki manalara vâkıftır. Fakat herkes böyle değildir; sözün maksadını izah gerekir. Bu yüzden hikmetleri, latifeleri şerh eden ârif zatlar olmuş, bize de bu deryadan bir yudum da olsa içirmişlerdir. Bu zatlardan biri de Seyyid Burhaneddin rh.a.’dir. Nasreddin Hoca’nın latifelerini şerh ederek maksadını ve manalarını bize açmıştır. Gelin, bu latifelerden birini okuyalım, sonra da şerhine bakalım: “Hoca bir gün vaaz ederken ‘Ey müslümanlar, Hak Tealâ’ya şükredin ki deveye kanat vermemiş. Eğer vermi