Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Aralık 13, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sevgi Baht Olmuş Ezelden Bize...

Alaaddin Attar (k.s) anlatıyor: Şâh-ı Nakşibend hazreteleri beni kabul edince, kendilerini o kadar sevdim ki, sohbetlerinden ayrılamayacak hâle geldim. Bu halde iken, bir gün bana dönüp; "Sen mi beni sevdin, ben mi seni sevdim?" buyurdu. "İkrâm sâhibi zâtınız, âciz hizmetçisine iltifât etmelisiniz, hizmetçinizde sizi sevmelidir" diyerek cevap verdim. Bunun üzerine: "Bir müddet bekle, işi anlarsın" buyurdu. Bir müddet sonra, kalbimde, onlara karşı muhabbetten eser kalmadı. O zaman; "Gördün mü; sevgi bizden midir, senden midir?" buyurdu. Beyt: "Eğer mâ'şûktan olmazsa muhabbet âşıka, Âşığın uğraşması mâ'şûka kavuşturamaz aslâ"

~Zayıf Olanın Yanında~

  Kimsesiz, yoksul ve yetimlere sahip çıkmak, onlara şefkat göstermek mücellâ dinimiz İslâm’ın şiarlarındadır. Müslümanlar yaşadıkları beldelerde insanlar sıkıntıya düşünce onların yardıma koşarlar. Ellerinden geldiğince her türlü ihtiyaçlarını giderirler. Fahr-i Kainat Efendimiz s.a.v. fakir ve kimsesizlere sahip çıkar, onları korurdu. Fakirlere, fakirliğin sebep olabileceği ezikliği ve zilleti unutturacak şekilde yakınlık gösterirdi. Onlarla birlikte bulunmayı tercih ederdi. Bir topluluğa girince önce fakirlerin yanına gider, gönüllerini alırdı. Zaten Efendimiz’in yaşayışı ve aile hayatı da onlardan farklı değildi. Hep sade yaşamayı tercih etti. Şöyle dua ederdi: “Allahım, beni fakir olarak yaşat, fakir olarak ruhumu kabzet, kıyamet günü de fakirlerle birlikte haşret.” (İbn Mace; Heysemî) Hz. Aişe validemiz r.anha; – Ey Allah’ın Rasulü, niçin böyle dua ediyorsunuz, diye sorunca da şöyle cevap vermişti: – Çünkü onlar cennete zenginlerden kırk yıl önce gire