Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ağustos 18, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kabir Ehlinin Sevinmesi

  Anlatıldığına göre, kendisini ibadete vermiş kadınlardan Bâhiye isimli birisi, ölmek üzere olduğunu hissedince şöyle dua etmişti: – Ey hayatımda ve ölümümde ihtiyacımın kaynağı ve güvencimin dayanağı olan Yüce Rabbim! Ölüm sırasında beni yardımsız bırakma; kabrimde korku ve yalnızlığa terketme! Kadıncağız ölünce, onun bir oğlu her cuma gecesi ve günü onun kabrine gelir, yanında biraz Kur’an okur, onun için dua eder ve bağışlanma diler; diğer kabir ehli için de aynı şeyi yapardı. Bu oğul şunları söylemiştir: – Rüyamda annemi gördüm, ona selam verip dedim ki: “Anneciğim nasılsın, halin nicedir?” Annem şöyle dedi: “Ey oğlum, şüphesiz ölümün şiddetli üzüntüsü vardır. Fakat ben, Allah’a hamdolsun ki, kıyamet gününe kadar içinde güzel kokuları olan döşenmiş bir berzahta (kabir âleminde)yim. İpekli ve atlaslı yastıklar içindeyim.” Ben dedim ki: “Bir ihtiyacın var mı anne?” O şunları söyledi: “Evet oğulcağızım. Bizler için sürdürdüğün ziyaretleri, kıraat ve duaları terketme. Çünkü ben, ey oğ

Her An Abdestliydi

  Hucvirî anlatıyor: Derler ki, Şiblî (k.s) bir gün camiye gitmek için taharet yapmış ama hatiften bir sesin: “Zahirini yıkadın, fakat kalp safası nerede?” dediğini işitmişti. Şiblî diyor ki: “Derhal geri döndüm. Bütün mülkümü ve mirasımı bağışladım. Bir sene müddetle, namazın kılınmasını caiz kılan şu elbise miktarından fazla bir şey giymedim. Sonra Cüneyd’e (k.s) geldim. Bana dedi ki: ‘Yapmış olduğun o temizlik gayet faydalı bir taharet oldu. Allah seni daima temiz kılsın!” Şiblî diyor ki: “O zamandan sonra asla taharetsizlik olmadı. O derecede ki, dünyadan göçmek istediği vakit, taharetinde eksiklik vaki olunca müridine; “Bana taharet yaptır”, diye işaret etmiş, bunun üzerine müridi de ona abdest aldırmış, fakat sakalını hilallemeyi unutmuş, o hal içinde konuşmaya kadir olamadığı için, müridinin elini tutmuş, hilallesin, diye sakalına işaret etmişti.* _____________ * Hucvirî, Keşfu’l-Mahcûb, s. 428.