Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Eylül, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Allah'ın Ayı Muharrem

Muharrem Ayının Onuncu Günüydü Yüce Allah: “Ey arz! Suyunu yut! Ve ey gök! Yağmuru tut!..” buyurdu. “Su çekildi. İş de bitti, gemi Cudi’ye oturdu.” (Hud, 44)  Ardından, “Ey Nuh! Sana ve seninle beraber olan topluluklara bizden bir selamet ve bereketle gemiden in.” (Hud, 48) buyuruldu.  Muharrem ayının onuncu günüydü. Nuh a.s. bu günü oruç tutarak geçirdi. ...  Musa a.s. ve ümmeti denizin ortasında açılan yoldan geçerek Firavun’un zulmünden kurtuldu.  Muharrem ayının onuncu günüydü. Musa a.s. o gün oruç tuttu. ...  Bu sefer yolculuk denizde değil, karada idi. Allah Rasulü s.a.v. Mekke müşriklerinin zulmünden uzaklaşıp Medine’ye hicret etti. Müminler Medine tepelerinde toplanıp Allah Rasulü s.a.v.’i karşılama mutluluğuna erdiler.  Ve o gün Aşure günüydü. Yani Muharrem ayının onuncu günü. Rasul-i Ekrem s.a.v., o gün yahudilerin bayram ettiğini, oruç tuttuğunu farketti. Sebebini sahabiler anlattı:  - “Ey Allah’ın Rasulü! Yahudi ve Hristiyanlar bu güne hürmet ediyorlar!..”  Vahy-i

1 Muharrem 1439 / Yeni Yılımız Mübarek Olsun

Peygamber Efendimiz Muhammed aleyhisselam, miladi 571’de 20 Nisana rastlayan, Rebiul-evvel ayının on ikinci Pazartesi sabahı, Mekke’de doğdu. 622’de Mekke’den Medine’ye hicret etti. 20 Eylül Pazartesi günü, Medine’nin Kuba köyüne geldi. Bu tarih Müslümanların Şemsi yılbaşı oldu. O yılın Muharrem ayının birinci günü de, Kameri yıl başı oldu. Muharrem ayının birinci gecesi Müslümanların kameri yılbaşı gecesidir.   Bu geceyi ihya etmeli ve saygı göstermeli. Saygı göstermek, günah işlememekle olur. Zilhiccenin son günü ve Muharremin birinci günü oruç tutan, o yılın tamamını oruç tutmuş gibi sevaba kavuşur. Bir hadis-i şerifte, (Ramazandan sonra en faziletli oruç, Muharrem ayında tutulan oruçtur) buyuruldu.   * Hicrî (İslâmî) ayların birincisi, Muharrem ayıdır.   * Yeni yıla oruçla başlamak için, birinci günü oruç tutmak tavsiye edilmiştir.   * Ramazan'dan sonra en fazîletli oruç, Muharrem ayında tutulan oruçtur. Gerek Yahudilere benzememek, gerekse orucu tam Âşura

Cahil Cüretkarlığı (Haşa Allah Korkusuzluğu )

Yaşı müsait olanlar hatırlayacaktır, geçtiğimiz on yıllar içinde konuşmalarımızda “Allah korkusu” ifadesi hayli azaldı. Daha önceleri çocuk terbiyesinden mahalledeki bir hadiseye, çarşı pazardan nahoş bir durum karşısındaki tepkiye kadar bu ifade sıkça dile geliyordu, artık böyle değil. Dilden bir ifadenin eksilmesi ya da kullanımın azalması, hiç şüphesiz o ifadenin manasının hayattan eksilmesiyle ilgili. Buradan hareketle Allah korkusu hususunda bir duyarsızlaşma süreci yaşadığımızı söylemek mümkün. Başta hakim kültürün etkisiyle yaşanan dünyevîleşmenin, sonra dine halkı ısındırmak, belli çevrelerin de tepkisinden sakınma maksatlı “rahmet odaklı” İslâm anlatımının bu süreçte büyük etkisi var. Müslümanı kendi diniyle kavgaya tutuşturmak için her imkan ve fırsatı kullanan “din eleştirmenleri”nin payını da küçümsememek lazım. Diğer taraftan kendilerine “tasavvufî” etiket vuran kimi mahfiller, fütursuzca müminin hafv ve haşyet duygularına saldırarak yerine muhayyel ve meçhul bir