Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Nisan, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
"Öyle adamlar var ki, ne ticaret, ne alış-veriş onları Allah’ı zikirden, namaz kılmaktan ve zekât vermekten alıkoymaz. Onlar, gözlerin ve kalplerin halden hâle döndüğü günden korkarlar."  (Nur, 37) 

Cuma...

Hayırlı Bayramlar "Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘Şüphesiz ki bugün bayramdır! Allah bu günü Müslümanlar için bayram yapmıştır! Cuma’ya gelen kimseler yıkansın! Eğer güzel kokusu varsa ondan sürünsün! Misvaka ise, iltizam gösteriniz!’ buyurdu." Hafsa radıyallahu anhümâ şöyle dedi: "Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem yerken, içerken ve giyinirken sağ elini, diğer işleri yaparken de sol elini kullanırdı. " Efendimiz(sav)'in buyruğu üzre sorumluluğumuz altındakilerin bu konuya dikkat etmesini sağlayalım...Dua ve muhabbetle...

~Kalbi Baharla Diriltmek~

“Hevâ-yı aşka uyup kûy-i yâra dek gideriz, Nesîm-i subha refîkiz, bahâra dek gideriz.” (Nâilî-i Kadîm) [Aşk’ın hevâsına uyarak sevgilinin bulunduğu yere kadar gideriz.  Sabah esintisine yoldaşız; (ona eşlik ederek) bahara ulaşırız.] Nailî, Divan edebiyatının önemli şairlerinden biri. 16. asrın ilk yarısında İstanbul’da yaşamış.  Şairimiz, âşıklara mahsus bir kararlılığı, bir nevi meydan okumayı yansıtan yukarıdaki beytinin her iki mısraında, söz konusu kararlılığı pekiştirmek için aynı şeyleri farklı kelimelerle tekrar etmiş. Aşkın hevâsına, yani âşığı mâşukuna meylettiren heveslenmelere uyup sevgilinin semtine yönelmek de, nesîm-i subh’a (sabah esintisine) eşlik edip bahara doğru yol almak da aynı kapıya çıkıyor.  Çünkü âşığın baharı sevgilinin bulunduğu yerdedir. Hayatı, canlılığı, gönlü okşayan latif ses ve kokuları, bütün güzellikleri ancak “kûy-i yâr”da bulur âşık.  Bu meyanda sevgilinin bulunduğu semtin âşık için taşıdığı tehlikelerden, buna rağmen g

~RABITA İLE İLGİLİ EDEPLER~

RABITA İLE İLGİLİ EDEPLER (M. SAKI EROL) Mürid, mürşidini Allah ile kendisi arasında güvenilir bir rehber görmelidir. Onun Allah rızasına giden yolda en güzel bir vasıta ve vesile olduğunu unutmamalıdır. Mürşidin uzaktan feyiz vermesi, kalp lere tasarrufta bulunması Allahu Teala’nın kâmil velilere verdiği özel bir yetkidir. Allahu Teala velisini seven ve gönlünü onun gönlündeki nura bağlayan kimseye çok özel ikramlarda bulunmaktadır. Buna uzaklık mani değildir. Bunun örnekleri çoktur. Mesela, Veysel Karanî Hz.leri Resûlullah (s.a.v) Efendimizi hiç görmediği hâlde muhabbet ve ruhaniyet yoluyla kendisinden özel terbiye ve feyiz almıştır. Efendimiz (s.a.v) onu ashabına anlatmış, ismini vermiş, sıfatlarından bahsetmiştir. Ayrıca Hz. Ömer ile Hz. Ali’ye onu ziyaret etmelerini emretmiş ve onlara şu tavsiyede bulunmuştur: “Onunla karşılaştığınız zaman sizin için istiğfar etmesini isteyin ki Allah sizi affetsin”40 işte bu hâle temiz ruhların tanışması, kaynaşması ve yardımlaşması