Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Temmuz, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

~Sessiz Konuşabilmek~

Sözsüz konuşabilmek güzel şey olsa gerektir. Susmak ve anlamak, susarak anlatmak güzel şey. Kelimeler elbette konuşabilmemiz için var. Ama sükûtun bir ihtişamı yok mu sizce de? Hani iki talebesi bir Allah dostunu ziyarete giderler. Ahir ömründe bize bir sohbet, bir nasihat eder ümidiyle. Otururlar saatlerce, ne bir tek söz, ne bir sohbet " Canı sıkılır iki arkadaşın. Müsaade isteyip kalkarlar. Kapıya geldiklerinde aralarında konuşmaktadırlar, üstadımız niye sohbet etmedi,diyerek. Fısıldaşmaları duyan evin hanımı seslenir arkalarından; -Yazık size, hiçbir şey duymadınız öyle mi? Oysa o neler anlattı size" Susarak anlatmak zor şey galiba, susulanları anlatmak zor şey. Hazreti Mevlana talebelerine sohbet ederken, Allah'ı tanıyan susar, der. Talebelerden birisi o günden sonra hiç konuşmaz olur. Günlerce sükût edip oturur kendi halinde. Bu durumu fark eden Mevlana, niye sustuğunu sorar genç adama. Efendim siz demiştiniz ki, Allah'ı tanıyan susar, ben onun için Güler Me

~Hayırlı Cumalar~

بِسْــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم .   AYET "Eğer Allah size yardım ederse, artık sizi yenilgiye uğratacak yoktur ve eğer sizi 'yapayalnız ve yardımsız' bırakacak olursa, ondan sonra size yardım edecek kimdir? Öyleyse mü'minler, yalnızca Allah'a tevekkül etsinler."(Ali imran 160) HADİS "Ziyaretleşin, hediyeleşin. Çünkü ziyaret sevgiyi perçinler, hediye de kalpteki kötü duyguları söker atar." Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 16. cilt, s.239 DUA Allah'ım! Yaptığım ve yapacağım, gizli ve aşikâr işlediğim, israf ettiğim ve benden daha iyi bildiğin günahlarımı bağışla. Sen Mukaddim (Öne alan) ve Muahhirsin (geciktirensin). Senden başka ilah yoktur. Müslim (1/534) "Bir kalbim var ki benim, sevdiğinden burkulur Kahredenden ziyade, sevilenden korkulur..." NECİP FAZIL KISAKÜREK

Ekmekçinin Tandırı ne kadar sıcak olursa....

Hazret-i Mevlâna oğluna der ki: Ey Bahâeddin! Eğer dâimâ Cennette olmak istersen, herkesle dost ol. Hiç kimsenin kînini yüreğinde tutma! Merhem ve mum gibi ol! İğne gibi olma! Eğer hiç kimseden sana fenâlık gelmesini istemezsen fenâ söyleyici, fenâ öğretici, fenâ düşünceli olma! Çünkü bir adamı dostlukla anarsan, dâimâ sevinç içinde olursun. İşte o sevinç Cennetin tâ kendisidir. Eğer bir kimseyi düşmanlıkla anarsan, dâimâ üzüntü içinde olursun. İşte bu gam da Cehennemin ta kendisidir. Dostlarını andığın vakit, içinin bahçesi çiçeklenir, gül ve fesleğenlerle dolar. Düşmanları andığın vakit, için dikenler ve yılanlarla dolar, canın sıkılır, içine pejmürdelik gelir. Bütün peygamberler ve velîler böyle yaparlar, içindeki karakteri dışarı vurdular. Halk onların bu güzel huyuna mağlûb olup tutuldu, hepsi gönül hoşluğuyla onların ümmeti ve mürîdi oldu. Bahâeddin! Kırk gün onun hayrını ve iyiliğini söyle, düşmanın senin dostun olur. Çünkü gönülden dile yol olduğu gibi, d

Rahmet Mevsimi Ramazan

O mu bize misafir, biz mi ona, pek bilinmez ama hoşgeldin der baş köşeye otururuz. O bizi ağırlar, biz onu misafir ederiz. Biz onu tutarız, o bizi bırakmaz. Seven kim, sevilen kim? Sevgili Ramazan, hoşgeldin Sevgili'den , hoşbulduk Sevgili'ye.- Muhterem müminler, Allah'a hamd , O'nun hak ile gönderdiği elçisine salât ve selam olsun ki, ayların sultanına erdik. Bu sultanı Cenab -ı Mevlâ bize bahşetti ki, az bir gayret gösterelim de, Muhammed aleyhisselatü vesselam ümmetine selamet vesilesi olsun. Anlatılır ki, müslümanlarla mecusilerin komşu oldukları bir topluluk varmış. Ramazan ayı geldiğinde mecusilerden biri, müslüman komşularına hürmeten açıkta bir şeyler yiyip içmezmiş. Hatta bir gün sokakta elinde bir şeyler yemekte olan oğlunu azarlayıp kulağını çekmiş. Senin hiç mi hürmetin kalmadı? Bu ay Ramazan'dır.  Müslümanlar bu ayda oruç tutarlar, demiş. Bu mecusi fani dünyadan göçüp Hâlık'ına  döndükten sonra, bir müslüman onu rüyasında görmüş. Ne haldesin, demi

HOŞ GELDİN SEVGİLİNİN EN SEVDİĞİ AY

Kalbimize ayna olan nur hoş geldin… Ramazan, ey yedi iklimin en gözde çiçeği hoş geldin… Ramazan, ey rahmetin her sokakta bizi beklediği şehir hoş geldin… Ramazan, ey şeytanlarımızın azab takvimi hoş geldin… Ramazan, ey misk-i amber kokulu rüzgar hoş geldin… Kalbimiz titredi senin için aylar öncesinden… Müminin mümine müjdesi, gülümsemesi oldun daha gelmeden. Senden bahsetti kardeş kardeşe gelmeden . Dost meclislerine düşüverdin aylar öncesinden. Receple başladı sabır evresi, Allah’ın ayında sana dair ilk uhdeli cemreler yağdı gönüllere. Regaip gecesi her damla yaşa yazılmıştı bile sana kavuşmanın ahvalini anlatan en güzel dua. Ey Rabbim! Bize Receb'i ve Şa'ban'ı mübarek kıl ve bizi Ramazan'a ulaştır" Seni anlattı bize gelen aylar ve mübarek geceler.Senin nurundan nurlar damlattı şifa beklerken sızlayan bedenlerimize… Manevi bir hazırlıktı sana yapılan yolluklar… Bir sultanın huzuruna çıkacak gibi münzevileşti kainat,münzevileşti en şerefli varlıklar… Ve

~Müminin ve Münafığın Halleri~

Hatem-i Esam rh.a. şöyle der: “Hakiki mümin tefekkür ve ibret halindedir. Münafık ise hırs ve uzun emelle meşguldür. Mümin her şeyden ümidini kesmiştir, sadece Allah Tealâ’dan ümit eder. Münafık ise herkesten ümit eder, umutludur, yalnız Allah Tealâ’dan ümidini kesmiştir. Mümin kendini herkesten güvende hisseder (Allah dilemedikçe kimsenin kötülük yapamayacığını bilir, kimseden korkmaz), sadece Allah Tealâ’dan emin değildir, ancak O’ndan korkar. Münafık ise Allah’tan başka herkesten korkar. Mümin malını din yolunda Allah için feda eder. Münafık ise dini mala feda eder. Mümin ibadet eder, ağlar, üzülür. Münafık ise günah işler, güler. Mümin yalnızlığı, halveti sever. Münafık ise kalabalığı, insanlara karışmayı ve gösterişte bulunmayı sever.” Kimya-yı Saadet / Semerkand Dergisi

İslam Anahtarı...

Sizin Kalbiniz Hangisi ? Selim kalp: Kendisinde şek, şüphe olmayan kalbin hastalıklarından arınmiş kalp. Münib kalp: Günahlardan Rabbine tövbe edip, Rabbıne yönelen kalp. Mümin kalp: İman kendisine yapışmış ,iman içine işlemiş kalp. Mutmain kalp: ALLAH(cc)ın zikriyle sukunet bulan kalp. Huşulu kalp: İlahi heybet içine işlemiş, huşu ile dolmuş kalp. Ürperen kalp: Azameti ilahiyeden titreyen ürperen kalp. Sabit kalp: İmanın sapa saglam yerleştiği kalp. Hasta kalp: Şüphe ve nifak hastalıgı olan kalp. iki yüzlü kalp Gafil kalp : dünya hayatına dalıp gaflette olan kalp. Katı kalp: Ürpermeyen taş gibi olmuş kalp